Zero Trust (Sıfır Güven) Güvenlik Modeli Nedir? Neden Önemlidir?

Zero Trust (Sıfır Güven) güvenlik modeli, kuruluşların dijital kaynaklarına erişimi varsayılan olarak reddeder ve yalnızca kimliği doğrulanmış kullanıcı ve cihazlara, işlerini yapmak için ihtiyaç duydukları belirli uygulamalara, verilere, hizmetlere ve sistemlere erişim sağlar. Bu makalede Zero Trust güvenlik modelini derinlemesine ele alacağız.

Zero Trust Güvenlik Modeli Nedir?

Geçmişte, işletmeler güvenlik konusunda bir kale ve hendek yaklaşımını benimsemişlerdir; yani kurumsal ağın dışındaki herkes şüpheli görülürken, ağın içindekilere güven duyuluyordu. İçerideki kullanıcıların her koşulda güvenilir olduğuna dair varsayım, birçok maliyetli veri ihlaline yol açmıştır. Saldırganlar, bir kez ağın içine sızdıklarında, ağ içinde rahatlıkla hareket edebilmişlerdir.

Zero Trust modeli, kullanıcıların ve cihazların konumuna odaklanmak yerine, kullanıcılara kimlikleri ve rolleri doğrultusunda bilgi erişimi sağlar. Bu erişim, nerede olduklarına bakılmaksızın (ofiste, evde veya başka bir yerde) verilmektedir. Zero Trust’ta yetkilendirme ve kimlik doğrulama işlemleri sürekli olarak ağ içinde olanlar için de gerçekleşir, sadece dışarıdakilere değil. Bu model, hangi tarafların hassas verilere ayrıcalıklı erişime sahip olduğunu sınırlayarak, gereksiz hareketleri engeller ve saldırganların verileri çalma olasılığını büyük ölçüde azaltır.

Zero Trust konsepti on yıldan fazla bir süredir var, ancak sürekli olarak gelişmekte ve büyümektedir. Zero trust modeli 2010 yılında tanıtıldı. Kısa süre sonra dünyanın en büyük şirketleri tarafından benimsendi ve kullanıldı.

 

Zero-Trust Güvenlik Modeli Neden Önemlidir?

Zero-trust modeline ilgi ve benimsenme, son yıllarda, çok sayıda yüksek profilli veri ihlalinin daha iyi siber güvenlik ihtiyacını artırması ve COVID-19 pandemisinin güvenli uzaktan erişim teknolojilerine olan talebi olağanüstü derecede artırmasıyla patlama yapmıştır.

Geleneksel olarak, işletmeler, kurumsal ağları korumak için güvenlik duvarları (firewall) gibi teknolojilere güvenirdi. Bu modelde, dışarıda olan bir şirket kullanıcısı, bir VPN’e giriş yaparak şirket kaynaklarına uzaktan erişim sağlayabilir ve bu da şirket ağına güvenli bir sanal tünel oluşturur. Ancak, VPN giriş bilgileri yanlış ellere geçtiğinde, problemler ortaya çıkar.

Eskiden uzaktan erişime ihtiyaç duyan kullanıcı sayısı oldukça azdı, çünkü çoğu çalışan ofiste çalışıyordu. Ancak artık işletmeler, VPN kullanımına bağlı riskleri büyüten ölçekte güvenli uzaktan erişimi desteklemek zorunda. Ek olarak, güvenlik sınırlamalarına dayalı model, bir organizasyonun kaynaklarının yerel, yerinde bir kurumsal veri merkezinde olduğu bir dönemde tasarlanmıştı. Şimdi, çoğu işletmenin kaynakları özel veri merkezleri ve çeşitli bulutlarda dağınık durumda, bu da geleneksel güvenlik sınırlamalarını belirsiz hale getiriyor.

Kısacası, eski siber güvenlik yaklaşımı giderek daha az etkili, verimsiz ve daha tehlikeli hale geliyor. Geleneksel belirli sınırlamalara dayalı güvenliğin aksine, zero-trust modeli, işletmelere kullanıcıları uygulamalara, verilere, hizmetlere ve sistemlere birebir güvenli ve seçici bir şekilde bağlama olanağı tanır. Bu kaynaklar ister yerinde ister bulutta olsun ve kullanıcılar nerede çalışıyor olursa olsun fark etmez.

Zero-Trust Modelinin Sağladığı Faydalar

Zero-trust modelini benimsemek, işletmelere şu faydaları sağlayabilir:

  • Hassas verilerin korunması;
  • Uyumluluk denetimine destek;
  • Düşük ihlal riski ve tespit süresi;
  • Ağ trafiğine görünürlük
  • Bulut ortamlarında daha iyi kontrol.

 

Mikro Segmentasyon

Zero-trust modeli ayrıca siber güvenliğin temel ilkelerinden olan mikro segmantasyonu içerir. Mikro segmentasyon, BT’nin ağ kaynaklarını ayrı bölümlere ayırmasını sağlayarak potansiyel tehditleri izole eder ve bunların işletme boyunca yatay olarak yayılmasını önler. Zero-trust mikro segmentasyon ile işletmeler, hassas sistemleri ve verileri korumak için ayrıntılı, role dayalı erişim politikaları uygulayabilir, bu da erişim karmaşasını önler ve potansiyel zararları sınırlar.

Zero Trust Planlama

Uzmanlar, zero trust yaklaşımının teoride kritik olduğunu, ancak pratikte gerçekleştirilmesinin genellikle zor olduğunu kabul ederler. Zero trust modelini benimsemeyi planlayan organizasyonlar aşağıdaki zorlukları göz önünde bulundurmalıdır:

Parça Parça Benimseme Güvenlik Açıkları Yaratabilir

Geleneksel BT ortamında örtülü güven o kadar kökleşmiştir ki, bir gecede zero trust güvenlik modeline geçmek neredeyse imkansızdır. Bunun yerine, uygulama neredeyse her zaman parça parça yapılır, bu da büyüme sancılarına ve güvenlik açıklarına yol açabilir.

Eski Teknolojiyle Çakışmaya Neden Olabilir

Zero trust araçları her zaman eski teknolojiyle uyumlu olmayabilir, teknik sorunlara yol açabilir ve potansiyel olarak büyük mimari, donanım ve yazılım revizyonları gerektirebilir.

Kolay Cevaplar Yoktur

Zero trust tek bir ürün veya teknoloji değil, tüm BT ortamını kapsayan kapsamlı bir strateji olduğu için tam benimsemeye giden basit bir yol yoktur.

Erişim Kontrolü Kadar İyidir

Zero trust stratejisi kimlik ve erişim kontrolüne dayanır, etkili olabilmesi için kullanıcı kimliklerini, rollerini ve izinlerini neredeyse sürekli yönetim güncellemeleri gerektirir.

Verimliliği Zedeleyebilir

Zero trust modelinin amacı, işi gereksiz yere engellemeden kullanıcı erişimini mümkün olduğunca kısıtlamaktır. Ancak aşırı katı politikalar, kullanıcıların ihtiyaç duydukları kaynaklara erişimini engelleyebilir ve verimliliği düşürebilir.

Bu ve diğer zero trust zorluklarını aşmak için denemeler yaparak, küçük adımlarla başlayarak ve yavaş yavaş ölçeklenerek çözüm aranmalıdır.

Zero Trust Geçişlerini Planlayan İşletmeler Şunları Göz Önünde Bulundurmalıdır:

Stratejileri geliştirmek ve uygulama çabalarını sürdürmek için özel, çapraz fonksiyonel ekipler kurmayı düşünmelidir. İdeal olarak, bir zero trust ekibi şu alanlarda uzmanlığa sahip üyeleri içermelidir:

  • Uygulamalar ve veri güvenliği
  • Ağ ve altyapı güvenliği
  • Kullanıcı ve cihaz kimlikleri
  • Güvenlik operasyonları

 

Zero Trust Kullanım Amaçları

Her yeni teknoloji gibi, kullanım amaçları da zero trust modelini benimseme kararlarını yönlendirmelidir.

  • Üçüncü taraf erişimini güvenli hale getirmek
  • Çoklu bulut uzak erişimini güvenli hale getirmek
  • IoT güvenliği ve görünürlüğü
  • Veri merkezi mikro segmentasyonu

 

 

Kimlik ve Erişim Yönetimi ile Mobil Cihaz Yönetimini Birleştirin

 

Kimlik ve Erişim Yönetimi

Kimlik ve erişim yönetimi (IAM), Zero Trust güvenlik modelinin en kritik bileşenlerinden biridir. İHS Teknoloji olarak, güçlü ve kapsamlı IAM çözümleri sunarak kuruluşların güvenlik gereksinimlerini en üst düzeyde karşılamalarına yardımcı oluyoruz. İHS Teknoloji’yi tercih etmeniz için başlıca nedenler:

Entegre Güvenlik Çözümleri: İHS Teknoloji, kimlik doğrulama, yetkilendirme ve erişim denetimini entegre bir şekilde sunar. Bu, güvenlik süreçlerinizde kesintisiz ve kapsamlı bir yaklaşım sağlar.

Esnek ve Ölçeklenebilir: İşletmenizin ihtiyaçlarına uygun ölçeklenebilir çözümler sunarak, kullanıcı sayısının artması veya yeni uygulamalara geçiş gibi değişen ihtiyaçlarınıza hızlı uyum sağlar.

Kapsamlı Görünürlük ve Kontrol: Gelişmiş analitik araçlarımız, tüm kullanıcı etkinliklerini izleyerek anormal davranışları tespit etmenize yardımcı olur. Bu sayede, potansiyel tehditlere karşı erken müdahale olanağı sunarız.

Kullanıcı Dostu Arayüz: Kullanıcı ve yönetici deneyimini optimize eden, kolay kullanımlı bir arayüz ile karmaşık süreçleri basitleştirir ve verimliliği artırır.

Uzman Destek Ekipleri: Deneyimli ve uzman ekibimiz, IAM çözümlerinin planlama, uygulama ve yönetiminde sürekli destek sağlar. Organizasyonunuzun her adımında yanınızdayız.

Uyumluluk Yönetimi: Çözümlerimiz, endüstri standartlarına ve yasal düzenlemelere tam uyumlu olduğundan, denetim süreçlerinizde güven sağlar ve uyumluluk denetimlerine kolaylıkla geçmenizi sağlar.

Kimlik ve erişim yönetimi çözümlerimiz hakkında bilgi almak için tıklayın.

 

Mobil Cihaz Yönetimi (MDM)

Mobil cihazların hızla yaygınlaşmasıyla, bu cihazların güvenliğini sağlamak da büyük önem kazandı. İHS Teknoloji olarak, mobil cihaz yönetimi (MDM) ve Enteprise Mobility Management (EMM) çözümlerimizle, mobil ekosisteminizin güvenliğini kolaylıkla sağlayabilirsiniz:

Cihaz Kaydı ve Yönetimi: Çalışanlarınızın mobil cihazlarını hızla ve güvenli bir şekilde kurun ve yönetin. İHS Teknoloji, tüm cihazlar üzerinde merkezi kontrole olanak tanır. işter şirket cihazları ister çalışan cihazları (BYOD) olsun, tüm cihazları kolaylıkla yönetebilirsiniz.

Uygulama Yönetimi: Kuruluşunuz tarafından izin verilen uygulamaların kurulumunu kolaylaştırarak, güvenlik risklerini en aza indirin. İzin verilmeyen uygulamaların kullanımını engelleyerek cihaz güvenliğini artırın.

Güvenlik Politikaları ve Uygulama: Güçlü güvenlik politikalarıyla, cihazların güvenli kullanımını sağlayın. Veri kaybını önlemek ve cihazların çalınması durumunda verileri uzaktan silme gibi güvenlik önlemleri alın.

Cihaz İzleme ve Uyarı Sistemleri: Cihazların durumunu, konumunu ve güvenlik olaylarını izlemek için kapsamlı izleme ve uyarı sistemleri sunarız. Bu sayede, olası tehditlere karşı anında önlem alınabilir.

Kullanım Analitiği: Mobil cihazların kullanım desenlerini analiz ederek, güvenlik açıklarını ve iyileştirme alanlarını belirleyin. Bu verilerle daha etkili güvenlik politikaları geliştirin.

Esnek Entegrasyon: Mevcut IT altyapınıza kolayca entegre olabilen çözümümüz, mobil cihaz yönetimini sorunsuz hale getirir.

 

Bulut MDM çözümümüz hakkında bilgi almak için tıklayın.

Related articles